Okullar | Konular | Kitaplar

İlk kez karne alacak öğrencilerin velileri dikkat!

İlk karnede verilen tepki tüm öğrenim hayatını etkiliyor...

Bu öğretim yılında birinci sınıfa başlayan 2 milyon 300 bin minik öğrenciler ilk karnelerini alıyor. Uzmanlar, ilk kez karne alacak öğrencilerin velilerini uyardı: Çocuğunuzun karnesini asla arkadaşlarıyla karşılaştırmayın, düşük notların sorumluluğunu sadece ona yüklemeyin, tatilin onun hakkı olduğunu unutmayıp birlikte kitap almaya giderek eğlenceli ama eğitici bir dönem geçirin.

Birinci sınıf hem anne babalar hem de çocuk için okul kavramı ile ciddi olarak ilk defa karşılaştıkları zamandır diyen Bilfen İlköğretim Okulları Rehberlik Öğretmeni Özen Yazgan, "Her ne kadar çocuk anaokuluna gitmiş olsa da ilkokul akademik gelişim sürecinin yanı sıra arkadaşları ile kurduğu ilişkide kendisini ortaya koyduğu bir dönemdir. Hem akademik hem de sosyal anlamda gelişimsel hedeflerinin üstesinden gelmek çocuğa başarma hissini yaşatır ve öz güvenine olumlu katkıda bulunur. Bu anlamda çocuğun ilk karnesinin ve ailenin bu karne karşısındaki tutumunun gelecekteki eğitim hayatı üzerinde belirleyici önemi vardır." dedi ve ebeveynlerin karne karşısında nasıl tutum sergilemesi konusunda öneriler sıraladı…

• Birinci sınıf öğrencilerinin çok büyük bir kısmı karnenin ne olduğu ile ilgili gerçek bir fikre sahip değildir. Çocuğun aldığı ilk karne elbette heyecan yaratır ancak karneyi çocuğun hayattaki başarısını belirleyen bir unsur olarak görmemek gerekir. Karne sadece çocuğun bir dönem boyunca sergilediği performansı gösterir.

• Birinci sınıf öğrencilerinin yaş özellikleri dikkate alınmalıdır. Bu yaş grubunda birkaç ay bile gelişimsel anlamda önemli farklar yaratabilir. Bu sene okula başlayan 2007li öğrencilerde bu özellikle dikkat edilmesi gereken bir unsurdur.

• Çocuğun karnesini başka çocukların karneleri ile karşılaştırmaktan kaçınmak gerekir. Bu yaş çocuğu zaten kendisini sürekli arkadaşları ile kıyaslar. Anne babanın da bu tutum içine girmesi çocuğu olumsuz etkileyebilir. Unutmamak gerekir ki, hiç kimse kıyaslanmaktan hoşlanmaz.

• Çocuğun karnesinde düşük olan notlar varsa bunun sorumluluğunu sadece ona yüklemek doğru değildir. Birinci sınıf çocuğu anne babanın onun için bir düzen oluşturmasına ve desteklemesine ihtiyaç duyar. Yeterince uykusunu alması, beslenmesi, ev çalışmaları ile ilgili takip edilmesi gerekir. Özellikle çalışma ile ilgili düzeni oluştururken çocuğun özelliklerini ve isteklerini dikkate almak, öğrenmesini olumlu etkileyen unsurları fark etmek önemlidir.

• Düşük notların neden kaynaklandığı ile ilgili sınıf öğretmeninden bilgi almak ve nasıl geliştirebilecekleri ile ilgili öneri istemek gereklidir. Ancak sadece zayıf olan kısımları görüp başarabildiklerini takdir etmemek çocuğun kendi ile ilgili olumsuz genellemeler yapmasına neden olur. Bu da ilerideki akademik hayatını olumsuz etkiler.

• Bu yaş çocuğu somut düşünce döneminde olduğu için yani duyduğuna değil gördüğüne inandığı için hayatında önem verdiği kişilerin model olması başarısında önemlidir. Ev ortamında kitap okuyan kimse yokken onun okumaya önem vermemesinden şikâyet etmek ona haksızlıktır.

• Bu yaş çocuğu için oyun hayatı öğrenmenin ve rahatlamanın yoludur. Karnesi ne kadar zayıf olursa olsun asla çocuktan sürekli çalışması beklenmemelidir. Tatilde oyun ve eğlenmeye mutlaka zaman ayrılmalıdır. Tatil döneminde yapması gereken ev çalışmaları(ödevler) var ise bununla ilgili onun da fikrini alarak bir planlama yapmak gerekir.

• Karne ile ilgili olarak çocuğu aşırı ödüllendirmek de cezalandırmak kadar yanlış bir tutumdur. Aşırıya kaçan maddi ödüller çocuğun başarının başlı başına bir ödül olduğunu anlamasını zorlaştırır. Özellikle ilk karne onun bu algısının oluşmasında önemli olduğu için takdir etmek, küçük ve akademik başarıya yönelik sembolik hediyeler almak yeterlidir.

• Tatilde okuması için onunla beraber kitapçıya gidilmesi ve onun da seveceği kitapların beraber seçilmesi okuma konusunda onu motive edecektir.

• Tatilin göz açıp kapatıncaya kadar geçeceği akılda tutulmalıdır. Özellikle okula başlarken uyumda zorlanan birinci sınıf öğrencileri tatilden sonra tekrar okula dönmekte, anne ya da babasından ayrılmakta zorlanabilir. Bu nedenle tatilden sonra gene okuluna döneceği, arkadaşları ve öğretmenleri ile birlikte olacağı onunla konuşulmalıdır. Özellikle de tatilin son üç dört günü uyku saatleri okul düzenine dönmeli, çantasını hazırlamak gibi süreçlerle okula döneceği fikrine alıştırılmalıdır.

Bilfen İlköğretim Okulları Rehberlik Öğretmeni Tuğçe Kılıç, bu sene ilk kez okula başlayan minikler için durumun ne kadar özel ve zorlu olduğunu okulun ilk günlerinde yaşadığı bir hikayeyle anlattı…

Bu öğretim yılının ilk günü birinci sınıflar için düzenlenen tanışma toplantısına gelen bir öğrenci sınıfına tek başına gitmek istemedi. Bunun üzerine rehber öğretmen olarak ben elinden tutup sınıfa beraber gitmeyi teklif ettim. Beraberce merdivenleri çıkarken bana:

-Ne zaman bitecek? diye sordu. Ben de tanışma toplantısının 1 saat sonra biteceğini ve eve gideceğini açıklamaya başladım. Beni durdurdu ve tekrar sordu:

-Ben onu sormuyorum. Ne zaman bitecek? diye soruyorum.

1 saat kavramının onun için bir şey ifade etmediğini düşünüp az kaldığını, birazdan biteceğini söylediğimde yüzünde kızgın bir ifade ile aynı soruyu sordu:

-Ne zaman bitecek? Okul ne zaman bitecek diye soruyorum!

O zaman anladım ki okulun ne zaman tatile gireceğini sormaya çalışıyordu. Hatta ben genel bir cevap verince ayına, gününe kadar da sormaya devam etti. Bu sefer sorma sırası bendeydi:

-Neden okulun ne zaman tatile gireceğini bu kadar merak ediyorsun? Senin için neden bu kadar önemli?

-Çünkü ben annemi çok özlüyorum ama okula gelmek zorundayım!

Konular